Skip to main content

Türkiye: Bağımsız televizyon kanallarına baskı

Basın Özgürlüğü İhlallerine ve Kötüye Kullanılan Yaptırımlara Son Verin, Tarafsızlığı Sağlayın

1780'den fazla radyo ve televizyon yayınının denetlendiği Radyo Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) İzleme Merkezi. 9 Kasım 2020  © 2020 İlhan Taşçı’

(İstanbul) – İnsan Hakları İzleme Örgütü bugün yaptığı açıklamada, Türkiye'nin yayıncılık denetiminden sorumlu Radyo ve Televizyon Üst Kurulu’nun (RTÜK) hükümeti eleştiren yorum ve haberleri yayınlayan bağımsız televizyon ve radyo kanallarına yönelik cezai nitelikli orantısız yaptırımlar uyguladığını ifade etti.

Radyo ve Televizyon Üst Kurulu, televizyon haber kanallarının büyük çoğunluğunun hükümet yanlısı olduğu bir bağlamda, iki televizyon kanalına beşer günlük yayın durdurma cezası ile diğer kanallara ağır para cezaları uygulayarak bağımsız ve eleştirel yayınlara yönelik sansürün derinleştirilmesine katkıda bulundu. 

İnsan Hakları İzleme Örgütü Avrupa ve Orta Asya Direktörü Hugh Williamson, “Türkiye'nin yayın denetiminden sorumlu kurumu tarafından hükümeti eleştiren yayın organlarına uygulanan ağır yaptırımlar, önemli bir kamu kurumunun Cumhurbaşkanı Erdoğan hükümetinin bir kolu haline geldiğini gösteriyor” dedi. Williamson, “Halen hükümeti eleştiren programları yayınlamaya cesaret edebilen birkaç televizyon kanalına karşı ağır para cezaları uygulamak veya yayınlarını durdurmak ifade özgürlüğünü ihlal ediyor” dedi. 

İnsan Hakları İzleme Örgütü, yaptırım uygulanan birkaç televizyon kanalının yöneticileri, avukatları ve Radyo ve Televizyon Üst Kurulu’nun eski ve mevcut üyeleriyle görüşmeler yaptı, RTÜK tarafından alınan 43'ten fazla kararı, mahkeme belgelerini ve ilgili yerel ve uluslararası mevzuatı inceledi.

Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkındaki 6112 sayılı kanun uyarınca Kurul, kâğıt üzerinde özerk ve bağımsız bir düzenleyici denetim organıdır. Profesyonel ve etik yayın standartlarını korumak için içerik denetiminin yanı sıra televizyon kanallarına, radyo kanallarına ve talebe bağlı video içeriklerine ruhsat verir.

Yakın tarihlerde Halk TV ve Tele 1 kanalına verdiği beş günlük yayın durdurma cezası ve hükümete yönelik eleştirel görüşleri yayınlayan birkaç kanala para cezası vermesi, RTÜK'ün sağcı Milliyetçi Hareket Partisi ile koalisyon halinde olan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Adalet ve Kalkınma Partisi'nin çıkarlarına yakından bağlı olduğunu göstermektedir. RTÜK başkanı Ebubekir Şahin'in geçtiğimiz yıl Erdoğan'ın partisine siyaseten bağlılığını ilan ettiği açıklamaları, RTÜK’ün tarafsızlıktan yoksun olduğunun bir başka kanıtıdır. 

Daha yakın zamanda, 2 Aralık 2020 tarihinde RTÜK, son derece popüler bir televizyon kanalı olan Habertürk'e para cezası ve beş kez program durdurma cezası verdi. Çünkü 28 Kasım'da programa konuk olan muhalif bir siyasetçi Türkiye'nin askeri tank üretimine Katar'ın yatırımını eleştirmişti. RTÜK, yayıncılığı düzenleyen 6112 sayılı kanunun 8/1/a maddesi uyarınca, eleştirinin Türkiye'nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün ilkelerine ve devletin bütünlüğüne aykırı olduğuna karar verdi. Eş zamanlı olarak, Ankara Cumhuriyet Savcılığı, yorumlarından dolayı ilgili siyasetçiye yönelik ceza soruşturması açıldığını duyurdu.

RTÜK, Eylül ayında hükümeti eleştiren iki televizyon kanalına beşer günlük yayın durdurma cezası -ekran karartma- uyguladı. Bu yayın durdurma cezalarından ilki, Tele 1 kanalına 2-7 Eylül tarihleri arasında uygulandı. RTÜK, yayın durdurma cezasına gerekçe olarak, bir yayında Diyanet İşleri Başkanlığı’nın eleştirilmesini ve diğer yayında ise bir başka kanalda yayınlanan bir programa görüntülü arama ile katılan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın bulunduğu ekranın "Allah" yazısının altına yerleştirilmesini ve önünde dini şahısların bulunmasının eleştirilmesini gösterdi. RTÜK, programda Cumhurbaşkanı’nın görüntüsü ilgili yorumların, 6112 sayılı kanunun 8/1/b maddesini ihlal ederek belirli bir dine karşı nefret ve düşmanlığa tahrik ettiğine karar verdi.

RTÜK tarafından verilen ikinci yaptırım da yaygın olarak izlenen Halk TV'deki bir programın sunucusu ile bir konuğunun hükümetin askeri operasyonları ile dış politikalarını eleştirmelerine ilişkin olarak verildi. RTÜK, eleştirinin 6112 sayılı kanunun 8/1/a maddesini ihlal ettiği gerekçesiyle, 28 Eylül'den 3 Ekim'e kadar kanalın yayınlarını durdurma kararı verdi.

Her iki kanal da Ankara'daki mahkemelere başvurdu, ancak yaptırımların yürütmesinin durdurulmasına ilişkin talepleri reddedildi. Kanalların avukatları, üst mahkemelerdeki itiraz süreçlerini takip etmeye devam ediyor.

Halk TV ve Tele 1 kanalı, 2020 yılı içinde 6112 sayılı kanunun aynı hükmünü ihlal ettikleri için ikişer kez cezalandırıldılar. Bir yıl içinde aynı hüküm kapsamında üçüncü bir ceza daha alırlarsa, yayın ruhsatlarını kaybedecek ve Türkiye'de faaliyet gösteremeyecekler.

RTÜK, ayrıca üç televizyon kanalı ve bir radyo kanalında yayınlanan toplam yedi ayrı programın da durdurulmasına karar verdi. Durdurma kararları yargı denetimine tabi olduğundan henüz infaz edilmedi. RTÜK, kararlar onaylanırsa program durdurma sürelerini belirleyecek.

Türkiye kamuoyunun büyük çoğunluğu haber almak konusunda televizyona güveniyor. Hükümet, Temmuz 2016'daki şiddetli darbe girişiminden sonra uygulanan olağanüstü hâl sırasında 60 adet televizyon ve radyo kanalını kanun hükmünde kararnameyle kapattı. Hükümet yanlısı şirketler 2007'den bu yana büyük medya kuruluşlarını satın aldılar ve hükümete yönelik eleştirileri önlemek ve bazı durumlarda doğrudan Cumhurbaşkanlığının sözcülüğünü yapar şekilde yayınlarını düzenlediler. Böyle bir ortamda, birkaç bağımsız televizyon kanalının varlığı hayati önem taşımaktadır. Halk TV ve Tele 1'li gazeteciler, İnsan Hakları İzleme Örgütü’ne yaptıkları açıklamada, ağır yaptırımlar sonucunda, çalışmalarına devam edebilmek için hükümetin hassas olarak gördüğü belirli konulardan kaçınmayı gözden geçirir hale geldiklerini söylediler.

Türkiye'nin, Avrupa Birliği üyeliğine adaylığı devam ediyor ve bu bağlamda Avrupa Komisyonu'nun 2020 yılı İlerleme Raporu, Türkiye'yi çeşitli alanlarda ifade özgürlüğünün korunmasında başarısız olması nedeniyle sertçe eleştirdi. Avrupa Komisyonu, yayıncılık ve RTÜK’ün rolü ile ilgili olarak, ifade özgürlüğünü engelleyen ağır yaptırımlara odaklandı ve Türkiye'nin medya çoğulculuğunu sağlamak için RTÜK'ün ve üst kurul üyelerinin bağımsızlığını güçlendirmesini tavsiye etti.   

Avrupa Birliği'nin 2018 tarihli Görsel ve İşitsel Medya Hizmetleri Yönergesinin 30. maddesinde yayın denetleyen kurumların ilgili hükümetlerden bağımsız olması gerektiği belirtiliyor. Bağımsız ve tarafsız olmaması bakımından RTÜK, Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi'nin yayıncılık sektöründe düzenleyici makamların bağımsızlığı ve işlevlerine ilişkin 2000 tarihli Tavsiye Kararına ve 2008 tarihli Bildirisine de uymamaktadır. Türkiye, Avrupa Konseyi üyesidir.

Williamson,” Türkiye Radyo ve Televizyon Üst Kurulu Başkanı, Cumhurbaşkanına doğrudan siyasi bağlılığını göstermenin yanı sıra Kurul’un da bir bütün olarak bağımsızlıktan yoksun olduğunu defalarca ortaya koydu," dedi. Williamson, “Radyo ve Televizyon Üst Kurulu, medyayı sansürlemek ve medya mensuplarını korkutmak için bir araç olarak hizmet etmeyi bırakmalı, uyguladığı cezaları derhal iptal etmeli, görev tanımındaki gibi tarafsızlık ve çoğulculuk için çalışmalıdır” dedi.

Medya Denetim Kurulunun Politikası

Radyo ve Televizyon Üst Kurulu, 1993 yılındaki Anayasa değişikliğinin televizyon ve radyo kanalları üzerindeki devlet tekelini kaldırmasından ve özel işletmelere izin vermesinden sonra 1994 yılında kuruldu. Haziran 2005'te yapılan değişiklikler, RTÜK üyelerinin dağılımını belirledi ve üyelerin meclisteki siyasi partiler tarafından aday gösterilmelerine rağmen tarafsız ve bağımsız olmaları gerektiğini belirtti. 

Dokuz Kurul üyesi, meclisteki temsil ile orantılı olarak aday gösteriliyor, bu nedenle RTÜK üyelerinin dağılımı siyasi güç dengesini yansıtıyor. Şu anda, iktidardaki Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) ve koalisyon ortağı Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) altı koltuğa sahipken, ana muhalefetteki Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) iki, Halkların Demokratik Partisi (HDP) ise bir koltuğa sahip. Üyelerinin dağılımı dolayısıyla RTÜK, hükümet ile uyumlu hale gelmekte ve siyasi müdahaleye karşı savunmasız kalmaktadır. RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a ve siyasi partisine olan bağlılığını, "Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın talimatlarını ve telkinlerini emir telakki ederiz” ifadeleriyle açıkça belirmişti.

RTÜK’ün HDP'li üyesi, 2020 yılının Ekim ayında, partisine yönelik geniş yaptırımlar kapsamında ve Kurul’daki konumuyla ilgisi olmayan terör suçlamalarıyla tutuklandı. Yerine bir başkası atanmadı.

2019 yılında hükümet yanlısı üyeler Cumhuriyet Halk Partisi tarafından aday gösterilen RTÜK üyesi Faruk Bildirici'nin parlamentoda bir basın toplantısı düzenlemesinden ve Ebubekir Şahin'i denetlemekle sorumlu olduğu bir ağ sağlayıcısının (Türksat'ın) yönetim kurulunda olması nedeniyle çıkar çatışmasıyla suçlamasından sonra Bildirici'yi görevden almak için oy kullandılar.

RTÜK daha sonra Bildirici'nin Kurul toplantılarının gizliliğini ihlal etmesi ve bir siyasi partiyle bağlantılı olması nedeniyle, Bildirici'nin de Şahin'i ihlal etmekle suçladığı 6112 Sayılı kanunun 38. maddesi uyarınca, üyeliğinin düşürüldüğünü açıkladı. Bir idare mahkemesi, Bildirici'nin üyeliğinin düşürülmesine ilişkin itirazını ve göreve iade talebini reddetti. Bildirici bir üst mahkemeye itiraz başvurusunda bulundu. Ebubekir Şahin, Kasım 2019'da Türksat yönetim kurulundan istifa etti.

Radyo ve Televizyonların Kuruluşu ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanun

Türkiye Hükümeti, katılım sürecinde tüm Avrupa Birliği aday ülkeleri için bilgi toplumu ve medya gereklilikleri kapsamında Avrupa Birliği'nin Görsel ve İşitsel Medya Hizmetleri Yönergesine uymak için 2011 yılında radyo ve televizyon işletmelerinin kurulması ile ilgili olan 6112 sayılı kanunu kabul etmiştir.

6112 sayılı kanunun 8. maddesi, medya kuruluşlarının uyması gereken ilkeleri ortaya koymaktadır. Çeşitli mesleki ve etik standartları belirleyen 8. Madde, maddenin geniş yorumlara açık ve sınırları belirsiz hazırlanan bir dizi hüküm içermesi nedeniyle ve RTÜK'ün bu maddeyi ifade özgürlüğüne aykırı şekilde bağımsız medya organlarına müdahale etmek ve cezalandırmakla kötüye kullanabilmesi nedeniyle sorunludur.

Madde metninde içeriklerine yaptırım uygulanma nedenlerine ilişkin olarak  "Türkiye Cumhuriyeti Devletinin varlık ve bağımsızlığına, Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne, Atatürk ilke ve inkılâplarına aykırılık"(madde 8/1/a),  "ırk, dil, din, cinsiyet, sınıf, bölge ve mezhep farkı gözeterek toplumu kin ve düşmanlığa tahrik veya toplumda nefret duyguları oluşturmak"(madde 8/1/b), "Terörü övmek ve teşvik etmek, terör örgütlerini güçlü veya haklı göstermek, terör örgütlerinin korkutucu ve yıldırıcı özelliklerini yansıtıcı nitelikte olmak"(madde 8/1/d) yer almaktadır. RTÜK, madde 8/1/b ve 8/1/d'yi aşırı geniş, seçici ve keyfi bir şekilde uygulamaktadır.

6112 sayılı kanun, uyarı ve para cezalarına ek olarak belirli programların yayınlarının geçici olarak durdurulmasına, bir kanalın yayınlarının tamamının yasaklanmasına veya bir kanalın ruhsatının iptaline kadar çeşitli yaptırımlara olanak sağlamaktadır. RTÜK’e, 15 Temmuz 2016 darbe girişiminin ardından Türkiye'nin olağanüstü hâl döneminde yayın ruhsatlarını iptal etme yetkisi verildi. 6112 sayılı kanunun 32/5. maddesi uyarınca, bir yayıncı 8/1/a, 8/1/b veya 8/1/d maddelerini ihlal ettiği için bir yıl içinde üç kez cezalandırılırsa, RTÜK bu yayıncının ruhsatını iptal edebilir. Yaptırımlara karşı idare mahkemesine itiraz edilebilir, ancak itiraz edilmiş olması yaptırımın yürütmesini otomatik olarak durdurmaz ve bir ruhsatın iptalinin söz konusu olduğu durumlarda kanalın kapatılması gerekebilir. Avukatlar ve gazeteciler İnsan Hakları İzleme Örgütü'ne yaptıkları açıklamalarda, mahkemelerin genellikle nihai bir karar verilene kadar yaptırımların yürütmesinin durdurulmasına karar vermediklerini ifade ettiler.

Halk TV

Halk TV 2005 yılında televizyon haber kanalı olarak yayın yapmaya başlayan, Türkiye'nin kurucu partisi ve ana muhalefet partisi olan Cumhuriyet Halk Partisi'ne (CHP) yakın bir kanal olup son zamanlarda haber ve tartışma programlarına çeşitli siyasi çevrelerden kişileri konuk alan bir medya organına dönüşmüştür. Son 11 ay içinde Halk TV'ye yönelik olarak, 5 gün süreli ekran karartma yaptırımı da dahil olmak üzere 12 yaptırım kararı alındı. RTÜK, kanalda Medya Mahallesi adlı bir programda Türkiye'nin dış politikasını sert bir şekilde eleştirilmesi nedeniyle ekran karartma kararı uyguladı. Programa, 2020 yılı içinde iki kez 8/1/a maddesi uyarınca toplamda dört kez yaptırım kararı uyguladı. Aynı hüküm kapsamında tekrar yaptırım uygulanırsa, kanal ruhsatını kaybedecek ve kapatılmaya zorlanacak.

Kanal, Ocak ve Şubat aylarında yayınlanan, ülkenin doğusundaki Elazığ ilindeki depreme ve Covid-19 salgınına  hükümetin aldığı önlemleri eleştiren iki programı nedeniyle toplamda 51,762 Türk Lirası (6,577ABD doları) para cezasına çarptırıldı. RTÜK, kanalın “taraflı” olduğuna ve “doğal afetler sırasında halkta panik yaratabilecek ifadelerden kaçınması gerektiğine" karar verdi. RTÜK, Mart ve Nisan aylarında yayınlanan ve muhalif siyasetçilerin konuk olduğu iki programa en az 55,000 Türk Lirası (6,988 ABD doları) para cezası verdi ve her programın beşer kez durdurulmasına karar verdi. Sınırlı reklam gelirine dayanan kanal, bir yıl içinde bütçesine ağır bir yük getiren 288,064 Türk lirası (36,600 ABD doları) para cezası ödedi. Kanalın uygulanan tüm yaptırımlara karşı mahkemelere yaptığı itiraz başvuruları inceleme halinde.

Tele 1 TV

Tele 1 kanalı, 2017 yılında kuruldu ve popüler haberleri eleştirel yönüyle yayınlıyor. Kanalda ayrıca bazen film yayını da yapılıyor. Son dokuz ayda televizyon kanalına yönelik beş günlük ekran karartma da dahil olmak üzere 13 yaptırım kararı verildi. Ekran karartma kararı, ana haber bülteni ve Karanlıktan Aydınlığa isimli programdaki söylemler nedeniyle verildi. RTÜK, 1 Temmuz'daki haber programındaki sunucu ve konuğun Diyanet İşleri Başkanlığı'nı Covid-19 ile ilgili açıklamalarından dolayı sertçe eleştirmesinin ve Karanlıktan Aydınlığa programında da sunucu ve konukların bir başka televizyon kanalında Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın görüntülü bağlandığı bir programda yüzünün bir “Allah" yazısının altında gösterilmesinin eleştirilmesinin ardından kanalın “nefrete tahrik ettiğine” karar verdi.  

18 Dakika isimli bir tartışma programının 4 Temmuz'daki bölümünde sunucu, RTÜK Başkanı Şahin'i kanala çeşitli yaptırımlar uyguladığı için eleştirdi ve onu muhalif medya kuruluşlarına düşmanlık etmekle suçladı. RTÜK, kanalı 25.881(3,290 ABD doları).  Türk lirası para cezasına çarptırarak misilleme yaptı. Yaptırım kararı 6112 Sayılı kanunun 8/1/ç maddesi uyarınca verildi. İlgili madde metninde yayın hizmetleri "insan onuruna ve özel hayatın gizliliğine saygılı olma ilkesine aykırı olamaz, kişi ya da kuruluşları eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü, aşağılayıcı veya iftira niteliğinde ifadeler içeremez" ifadeleri yer alıyor.

RTÜK, 27 Ağustos'ta kanala Kürt siyasi hareketi ile ilişkili görülen kırmızı, sarı ve yeşil renkli bir eşarp tutan bir kadının yer aldığı sol eğilimli Evrensel gazetesinin reklamını yayınladığı için para cezası verdi. Kanala, madde 8/1/d 'ye aykırı olarak iddiaya göre "terör propagandası yapmaktan" 39.000 TL (4,958 ABD doları) para cezası verildi.

Kanal, bu yıl içinde şimdiye kadar toplamda 362.700 Türk lirası (46,111 ABD doları) para cezası ödedi. İdare mahkemeleri, medya kuruluşları itirazda bulunduklarında genelde yaptırımları durduruyor, ancak verdikleri karara RTÜK tarafından itiraz edildiği takdirde Kurul lehine karar verme eğilimindeler. Tele 1 Genel Yayın Yönetmeni Merdan Yanardağ aleyhinde en az 27 adet dava açıldı. Yanardağ, İnsan Hakları İzleme Örgütü'ne yaptığı açıklamada, ölüm tehditleri aldığını ve kanal binasının önünde protestolar yapıldığını söyledi. 6112 sayılı kanunun 8/1/b maddesi uyarınca tekrar yaptırım kararı verilirse, kanal ruhsatını kaybedecek ve kapatılmak zorunda kalacaktır. Avukatlar, önceki yıllara ait yaptırımlar da dahil olmak üzere tüm yaptırım kararlarına karşı mahkemeye başvurdular, ancak incelemeler henüz tamamlanmış değil.

Fox TV

Fox TV, Amerika Birleşik Devletleri'nde aynı adı taşıyan kanalın isim hakkına sahip. 2007 yılından bu yana Türkiye'de popüler sabah programları ve ana haber bültenleri ile faaliyet göstermektedir. Kanalın haber kapsamı, Türkiye'de son derece sansürlenmiş bir medya ortamında bağımsız bir ses arayan insanlar için bir alternatif sunuyor. Kanal, popüler bir sunucu olan Fatih Portakal'ın sunduğu ana haber bülteni dolayısıyla RTÜK yaptırımlarının hedefi oldu. Portakal, hükümeti birçok konuda eleştirdi. Kanala, Portakal'ın ekonomi yönetimine ilişkin yorumları, hükümetin muhalif parti belediyelerinin Covid-19 salgını ile mücadele için kendi bağış kampanyalarını yürütmelerine engel olma kararına ilişkin yorumları ve Diyanet İşleri Başkanlığı'nın tartışmalı açıklamalarına ilişkin eleştirileri nedeniyle para cezası verildi.

RTÜK, kanala para cezası ve ana haber bültenleri ile sabah haberlerini geçici olarak durduran yedi yaptırım uyguladı. Program durdurma kararları henüz infaz edilmedi. RTÜK durdurma kararının ne kadar süreliğine olduğunu belirleyecek.

Kanal, Fatih Portakal'ın haber programı dolayısıyla verilen 3,420,231 Türk liralık ceza da (434,808 ABD doları) dahil olmak üzere toplamda 7,296,513 Türk lirası (927,593ABD doları) ceza ödedi. Aynı zamanda yetkililer, inşaat standartlarını ihlal ettiği gerekçesiyle Portakal'ın mülkünü denetlediler. Portakal, 7 Eylül'de Fox TV'den istifasını açıkladı ve gazetecilikten emekli olduğunu belirtti, ancak şimdi kendi YouTube yayınını yürütüyor. Portakal'ın yerini yeni bir başka sunucunun almasından kısa bir süre sonra RTÜK kanala yeni bir ceza daha verdi.

KRT TV

KRT TV, 2014'ten beri kültürel programlar, günlük haber programları ve siyasi tartışma programları sunan bağımsız bir medya kuruluşudur. RTÜK, haber programlarındaki içerikler nedeniyle kanalı 2020 yılında üç kez para cezasına çarptırdı. 17 Şubat'ta, televizyon kanalında depremde bir kişinin geç kurtarılmasının eleştirilmesi ve bir haber yayınındaki konuk tarafından yapılan Cumhurbaşkanına yönelik küçük düşürücü yorumlar nedeniyle kanala 68,827 Türk lirası (8,750 ABD doları) para cezası verildi. RTÜK, 6112 Sayılı kanunun 8/1/ç. maddesine aykırı olarak ilgili yorumların “kişi ya da kuruluşları eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü olduğuna" karar verdi. 

Habertürk TV

Ana haber bültenlerinin ve popüler siyasi tartışma programlarının yer aldığı Habertürk kanalına, ekonomi ve depremle ilgili krizlere ilişkin olarak hükümetin yönetimini eleştiren yayınlar yapması nedeniyle 2020 yılı içinde beş yaptırım kararı ve bir uyarı cezası verildi. Kanal en az 330,475 Türk lirası (42,014 ABD doları) para cezasına çarptırıldı. 2 Aralık tarihinde RTÜK, kanala para cezası verdi ve "Gerçek Fikri Ne" programının beş kez durdurulmasına karar verdi.  

Ana muhalefetteki Cumhuriyet Halk Partisi Milletvekili Ali Mahir Başarır, 28 Kasım'da programda yaptığı açıklamada, yakın tarihlerde Türkiye'nin tank üretim hakkının Katar'la bağlantılı bir şirkete devrine ilişkin olarak “Cumhuriyet tarihinde ilk kez devletin ordusu Katar'a satıldı” dedi. RTÜK, konuğun yorumlarının 6112 Sayılı kanunun 8/1/a maddesini ihlal ettiğine karar verdi. Yaptırımlara ek olarak, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Türk Ceza Kanunu'nun 301. maddesi uyarınca “Türk milletini aşağılamak” suçundan Başarır hakkında soruşturma başlattığını açıkladı.

Radyo Harman

Radyo Harman, haber saatlerinde önde gelen siyasi isimlerin konuk olduğu özel programlara yer veren bir müzik kanalıdır. Radyo, şubat ayında yayınlanan Gündemdekiler adlı bir haber programında Türkiye'nin dış politikasını ve Suriye'deki Türkiye destekli militan grupları tartışan HDP'li bir milletvekilini ağırladı. RTÜK, 6112 Sayılı kanunun 8/1/a maddesini ihlal ettiği gerekçesiyle belirlediği iki gün boyunca kanaldaki programa durdurma cezası ve 2,579 lira (327 ABD doları) para cezası verdi.

TLC

Reality TV ve eğlence programlarının yer aldığı TLC, "Sıra Dışı Hamilelikler" ve "Büyük İhanet" adlı iki programı nedeniyle toplamda 84,392 lira (10,694 ABD doları) para cezasına çarptırıldı. RTÜK, kanalı 6112 Sayılı kanunun 8/1/f maddesini ihlal ederek “toplumun millî ve manevî değerlerine, genel ahlaka ve ailenin korunması ilkesine aykırı” içerik yayınlamakla suçladı. Bu belirsiz ve fazla genel hüküm kötüye kullanıma ve RTÜK’ün genel ahlak ve değerler konusundaki öznel yorumuna açık bulunuyor.

 

Your tax deductible gift can help stop human rights violations and save lives around the world.

Region / Country